23 Ocak 2013 Çarşamba

ZEYTİNYAĞLI YAPRAK SARMASI

Yaprak sarması tarifi
Zeytinyağlı yaprak sarması nasıl yapılır
Asma yaprağı sarması tarifi
      Zeytinyağlı yaprak sarması, el oyalayıcı, en uzun sürede yapılıp, en kısa sürede tüketilen ama hemen herkesin çok sevdiği bir yemektir herhalde, en azından benim için öyle :) Asma yaprağı olarak en güzeli; sultani üzümün ince, damarsız, taze yapraklarından kullanmak ama kışın taze yaprak bulamazsanız, yazdan salamura olarak basılmış yapraklardan da kullanabilirsiniz.Salamura yaprak kullanacaksanız genellikle  tuzlu olduğundan tuzu gidene kadar iyice yıkayıp, bir kaç defa suyunu değiştirmek gerekiyor.Ben dibinin tutmaması ve hafif bir ekşilik vermesi için, yaprakların ortasında damarlı kısımlar varsa bıçakla çıkartıp, saplarını da kopartarak tencerenin altına yayıyorum ve üzerine sardığım sarmaları diziyorum.Yaprak boyu olarak el ayası ölçüsünde ki yaprakları yada büyük yaprak ise ortadan ikiye keserek kullanıyorum.Bizim yemekli düğünlerimizde kadınlar imece usulü bir araya gelip, düğün boyunca yüzlerce kişinin yiyebileceği kadar çok sarmayı hemen hemen aynı ölçülerde yani serçe parmaktan büyük olmayacak şekilde sardıklarından, ben de eski alışkanlıklarla serçe parmağımı ölçü kabul edip :) olabildiğince küçük sarmaya çalışıyorum.
Malzemeler:
  • 2 su bardağı pirinç 
  • 3-4 adet kuru soğan 
  • 2 adet domates veya domates püresi
  • 1 çay bardağı zeytinyağı 
  • 1 adet limonun suyu
  • 1 tatlı kaşığı yeni bahar 
  • 1 yemek kaşığı nane 
  • 1 tatlı kaşığı karabiber 
  • Yarım demet maydanoz 
  • Yarım demet dereotu 
  • 1 yemek kaşığı tuz 
  • Yarım kilogram taze asma yaprağı
Yapılışı:
  • Taze asma yaprağı kullanılacaksa, geniş bir kapta yıkanır, süzülür.
  • Yaprakların üzerine sıcak su dökülüp rengi değişene kadar bekletilir.
  • Salamura yaprak kullanılacak ise, sıcak su içinde tuzunun gitmesi için bir kaç taşım kaynatılıp, suyu değiştirilerek yıkanıp bekletilir.
  • Pirinçler ayıklanıp, yıkanır, üzerini geçecek kadar kaynar suda bekletilir.
  • Kuru soğanlar ince ince yemeklik doğranır, pembeleşinceye kadar zeytinyağında kavrulur.
  • Zeytinyağında kavrulan kuru soğanlara, kabuğu soyulup rendelenmiş domatesler veya yazdan hazırlanmış domates püresi de eklenip, kavrulur.
  • Süzülen pirinçler de  eklenerek, karıştırılır.
  • Tuzu ve baharatları eklenir.
  • İnce ince kıyılmış maydanoz, dereotu da eklenerek karıştırılır.
  • Asma yaprakları tek tek alınıp, sap kısımları kopartılır.
  • Tencerenin dibine yayılan sapların üzerine büyükçe bir yaprak yayılır.
  • Saracağımız yapraklar parlak tarafı alta gelecek şekilde yayılıp, yaprağın büyüklüğüne göre üzerine en fazla bir tatlı kaşığı kadar iç malzemesi konulur.
  • Yaprağın önce iki yanı daha sonra üst kısmı iç malzemesine doğru katlanarak çok sıkı olmayacak şekilde hepsi sarılır.
  • Sarma işlemi bittikten sonra, tencerenin dibine yayılan asma yaprağının üzerine düzgün bir şekilde sarmalar dizilir.
  • Sarmalar dizildikten sonra üzerini bir iki parmak geçecek kadar sıcak su, zeytinyağı, bir limonun suyu ve tuz eklenir.
  • Sarmaların üzeri birkaç asma yaprağı ve dolma taşı ile kapatılarak suyunu çekene kadar önce harlı sonra kısık ateşte pişirilir.
  • Taze asma yaprağı kullanıyorsanız çok daha çabuk pişeceği için kontrol edilerek pişirilir.

17 Ocak 2013 Perşembe

ÇİKOLATALI DANTELLİ KEK

Çikolatalı kek tarifi
Dantelli kek nasıl yapılır
Çikolatalı dantelli kek tarifi
     Çikolata tadında, kremalı yumuşacık bu keki pişirdikten sonra üzerine koyacağınız plastik dantel bir örtünün deliklerinden geçecek şekilde pudra şekeri serperek, güzel görüntülü bir kek yapabilirsiniz.Pudra şekerini azar azar küçük bir süzgeç yardımı ile serperseniz, dantel motifinin daha düzgün çıkmasını sağlayabilirsiniz.
Malzemeler:
  • 4 adet yumurta 
  • 1,5 su bardağı toz şeker 
  • 200 ml süt kreması 
  • Yarım su bardağı zeytinyağı 
  • 1 su bardağı buğday nişastası 
  • 1,5 su bardağı un 
  • 80 gram bitter çikolata 
  • 1 paket kabartma tozu 
Üzerine:
  • Yarım çay bardağı pudra şekeri

Yapılışı:
  • Yumurtalara toz şeker eklenip, beyazlaşana kadar mikserle çırpılır.
  • Çikolata benmari usulü eritilip, süt kreması ile karıştırılır.
  • Zeytinyağı ile birlikte yumurtalı karışıma eklenir.
  • Un, buğday nişastası ve kabartma tozu da elenip, karıştırılır.
  • Çok az yağlanıp, unlanmış 20-25 santim çapında yuvarlak bir kek kalıbına dökülür.
  • Önceden ısıtılmış 180 derece fırında, yarım saat kadar kürdanla kontrol edilerek pişirilir.
  • Fırından çıktıktan sonra kek bir süre bekletilip, ılık haldeyken kalıptan çıkartılır.
  • Servis tabağına alınan kekin üzerine plastik dantel serilip, küçük bir süzgeç ile çok az pudra şekeri serpilir.

15 Ocak 2013 Salı

OTOBİYOGRAFİ

     Bu gün dünyanın en büyük şairlerinden Nazım Hikmet'in doğum günü. ''Seni dünya paylaşamıyor şiirlerin bin dilde, Seni senden okumak var ya seninle aynı dilde'' diyor ya İlhan Şeşen, ben de kendimizi böyle dünya çapında bir şairin dizelerini aynı dilden, aynı duygularla okuduğumuz için çok şanslı sayıyorum.Aslında,ben doğum günü 20 Kasım diye biliyorum ama sanıyorum resmi evraklarda ki tarih 15 Ocak olunca bu gün doğum günü olarak kutlanıyor. Kendini en iyi kendisinin anlattığı 1961 yılında Doğu Berlin'de yazdığı OTOBİYOGRAFİ şiiri,

1902 'de doğdum
doğduğum şehre dönmedim bir daha
geriye dönmeyi sevmem
üç yaşımda Halep'te paşa torunluğu ettim.
on dokuzumda Moskova'da komünist üniversite öğrenciliği
kırk dokuzumda yine Moskova'da Tseka-Parti konukluğu
ve on dördümden beri şairlik ederim.
Kimi insan otların,kimi insan balıkların çeşidini bilir
                                                     ben ayrılıkların
Kimi insan ezbere sayar yıldızların adını
                                     ben hasretlerin
hapislerde de yattım,büyük otellerde de
açlık çektim açlık grevi de içinde ve tatmadığım yemek yok gibidir
otuzumda asılmamı istediler
kırk sekizimde Barış madalyasının bana verilmesini
                                                            verdiler de
otuz altımda yarım yılda geçtim dört metrekare betonu
elli dokuzumda on sekiz saatte uçtum Pırağ'dan Havana'ya
Lenin'i görmedim nöbet tuttum tabutunun başında 924'de
961'de ziyaret ettiğim anıtkabri kitaplarıdır
partimden koparmaya yeltendiler beni
                                            sökmedi
yıkılan putların altında da ezilmedim.
951'de bir denizde genç bir arkadaşla yürüdüm üstüne ölümün
52'de çatlak bir yürekle dört ay sırtüstü bekledim ölümü
sevdiğim kadınları deli gibi kıskandım
şu kadarcık haset etmedim Şarlo'ya bile
aldattım kadınlarımı
konuşmadım arkasından dostlarımın
içtim ama akşamcı olmadım
hep alnımın teriyle çıkardım ekmek paramı ne mutlu bana
başkasının hesabına utandım yalan söyledim
yalan söyledim başkasını üzmemek için
                          ama durup dururken de yalan söyledim
bindim tirene uçağa otomobile
çoğunluk binemiyor
operaya gittim
çoğunluk gidemiyor adını bile duymamış operanın
çoğunluğun gittiği kimi yerlere de ben gitmedim 21'den beri
camiye kiliseye tapınağa havraya büyücüye
ama kahve falıma baktırdığım oldu
yazılarım otuz kırk dilde basılır
       Türkiye'mde Türkçemle yasak
Kansere yakalanmadım daha
yakalanmam da şart değil
başbakan filan olacağım yok
meraklısı da değilim bu işin
bir de harbe girmedim
sığınaklara da inmedim gece yarıları
yollara da düşmedim pike yapan uçakların altında
ama sevdalandım altmışıma yakın
sözün kısası yoldaşlar
bu gün Berlin'de kederden gebermekte olsam da
                                 insanca yaşadım diyebilirim
ve daha ne kadar yaşarım
                           başımdan neler geçer daha
                                                             kim bilir.

ŞEVKET-İ BOSTAN SALATASI

Şevket-i bostan salatası tarifi
Şevket-i bostan salatası nasıl yapılır
     Ege pazarlarında bu mevsimde satılmaya başlanan şevket-i bostanın dikenli kökünü bıçakla kazıyıp, topraktan çıkarması ve sonrasında temizleme aşamalarının zorluğu yüzünden, diğer otlara göre fiyatı biraz yüksek olsa da her zaman alıcı bulunuyor.Şevket-i bostanın genellikle kuzu eti ile yemeği yapılır ama bizim et ile aramız olmayınca salatasını veya pirinçli yemeğini yapıyorum.Beyaz kök kısmı biraz sert olunca pişmesi de uzun sürdüğünden kök kısımlarını yumuşayana kadar pişirip, yeşil kısımlarını daha sonra ekleyerek pişiriyorum.
Malzemeler:
  • 500 gram şevket-i bostan 
  • 1 adet limonun suyu 
  • Yarım çay bardağı zeytinyağı 
  • 1 tatlı kaşığı tuz 
Yapılışı:
  • Taze uçları, yeşil kısımları kesilir.
  • Ayıklandıktan sonra akan bol su altında iyice yıkanır.
  • Derin bir tencerede, bol kaynar su içinde beyaz kök kısımları yumuşayıncaya kadar pişirilir.
  • Beyaz kök kısımları piştikten sonra, yeşil kısımları da eklenip pişirilir.
  • Piştikten sonra suyu süzülen şevket-i bostanlar servis tabağına alınır.
  • Üzerine limon suyu, zeytinyağı ve tuz çırpılarak yapılan sos gezdirilir.
  • İstenirse, bir iki diş sarımsak da eklenebilir.
  • Ilık olarak servis edilir.

14 Ocak 2013 Pazartesi

ÜÇ RENKLİ BÖREK

Üç renkli börek tarifi
Patatesli ıspanaklı havuçlu börek nasıl yapılır
Vegan börek tarifi
Hazır yufka börekleri
     İç malzemelerinin hazırlanma süresi biraz zaman alsa da sonuçta gerçekten hem sunumu güzel, hem de besleyici değeri yüksek olan bu sebzeli böreği patatese, ıspanağa ve havuca ayrı ayrı peynir veya lor ekleyerek yapardım ama vegan bir börek olmasını istediğim için sadece sebzelerden bir iç malzemesi hazırlayarak yaptım, bu hali ile de güzel oldu.Eğer siz isterseniz peynir ekleyebilirsiniz.
Malzemeler:
  • 3 adet yufka 
  • 5 orta boy patates 
  • 1 tatlı kaşığı kırmızı pul biber 
  • Yarım demet dereotu
  • 4 adet havuç 
  • Yarım demet maydanoz 
  • 1 tatlı kaşığı karabiber 
  • 1 bağ ıspanak 
  • 1 adet kuru soğan 
  • 1 çay bardağı zeytinyağı 
  • Tuz 
Yapılışı:
  • Ispanaklar ayıklanıp, yıkanıp, ince ince kıyılır.
  • Kuru soğan küp küp doğranıp, çok az yağ ile kavrulur.
  • İnce kıyılmış ıspanaklar da eklenip, pişirilir, soğumaya bırakılır.
  • Patatesler soyulup, rendelenir.
  • Başka bir tavada çok az yağ ile tuz ve kırmızı pul biber eklenerek pişirilir.
  • İnce kıyılmış dereotu eklenip, soğumaya bırakılır.
  • Havuçlar soyulup, rendelenir.
  • Başka bir tavada çok az yağ ile tuz ve karabiber eklenerek pişirilir.
  • İnce kıyılmış maydanoz eklenip, soğumaya bırakılır.
  • Yufkalardan biri tezgaha yayılıp, üzerine ıspanaklı karışım yayılır.
  • İkinci yufkanın üzerine patatesli karışım yayılır.
  • En üste üçüncü yufka yayılıp, üzerine havuçlu karışım yayılır.
  • Yufkaların üçü birlikte iç malzemesiyle rulo yapılıp, sarılır.
  • Rulo iki parmak kalınlığında kesilip, yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine yan çevrilerek dizilir.
  • Önceden ısıtılmış, 180 derece fırında üzeri kızarana kadar pişirilir.
  • Sıcak servis edilir.

12 Ocak 2013 Cumartesi

KİNOALI ( QUINOA) MAYDANOZ SALATASI

Kinoalı maydanoz salatası tarifi
Kinoalı maydanoz salatası nasıl yapılır
Kinoalı ( Quınoa ) tarifler 

     Birleşmiş Milletler, protein, kalsiyum ve A, B, C, D, E, K vitaminlerini kapsayan kinoanın; dünyada ki açlık sorununa çözüm olabileceğini düşünerek bu yılı '' Dünya Kinoa Yılı '' ilan etmiş...Kinoanın içindeki enzimlerin harekete geçmesi için ve doğal olarak saponin denen bir madde ile kaplı olduğundan pişirmeden önce suyun içinde iki saat bekletip, sonrasında da iyice yıkayarak pişirmek gerekiyormuş.Özellikle vegan beslenenler için, çok önemli besin değerlerini bünyesinde barındıran bu tahılı oğlumun vegan arkadaşları yurt dışından getirdi. Kinoa bizim mutfaklarımıza yeni girmiş olsa da, Orta Amerika'da halen en çok kullanılan tahıllar arasındaymış, siz de pek çok faydası olan bu tahılı pirinç ve bulgurla yaptığımız tariflere uyarlayabilirsiniz.
Malzemeler:
  • 1 su bardağı kinoa 
  • 1 demet maydanoz 
  • Yarım çay bardağı zeytinyağı 
  • 1 adet limonun suyu 
  • 1 çay kaşığı kırmızı pul biber 
  • 1 çay kaşığı kuru nane 
  • Tuz 
Yapılışı: 
  • Kinoa süzgeç içine konulup, su dolu bir kasenin içine oturtulur.
  • İki saat bekletilip, sonrasında bolca su ile yıkanıp,süzülür.
  • Tencereye konulup, üzerine 1,5 su bardağı soğuk su eklenir.
  • Tencerede yaklaşık 15 dakika, kısık ateşte suyunu çekene kadar pişirilir.
  • Piştikten sonra zeytinyağı ve baharatlar eklenip, karıştırılır.
  • Maydanoz ince ince kıyılıp, servis edileceği zaman eklenir.

10 Ocak 2013 Perşembe

KESTANELİ TRUFF

Truff tarifi
Kestaneli truff tarifi
Kestaneli truff nasıl yapılır
     Kestaneli truffu, kestane tadı daha baskın olsun diye sadece kestane, çikolata ve kremayı karıştırarak yaptım. Evde kalan kek parçalarını, istediğiniz kuru yemişleri ve hatta likör de ekleyebilirsiniz.Yapıp hazırladıktan sonra ister bayramlarda ikramlık olarak, isterseniz benim gibi sadece kahve keyfinize eşlik etsin diye kendiniz için yapabilirsiniz. Kestanelerin kabukları çıkartılınca, miktarının azalacağını düşünerek altı yüz gram kestane  kullandım. Aslında malzeme miktarını damak zevkinize göre ve yuvarlanıp şekil verilecek kıvamı alana kadar değiştirebilirsiniz.
Malzemeler:
  • 500 gram kestane (temizlenmiş) 
  • 200 ml süt kreması 
  • 160 gram (80 gramlık 2 adet) bitter çikolata 
  • 2-3 yemek kaşığı kakao 
Yapılışı:
  • Kestaneler yıkanıp, kolay soyulmaları için kaynar su dolu bir kabın içinde yarım saat kadar bekletilir.
  • Suyu süzüldükten sonra kabukları bıçak ile soyulur.
  • Kahverengi iç kabuklarının da kolay soyulması için, biraz daha kaynar su da bekletilip, temizlenir.
  • Kestaneler robotta parçalanarak çukur bir kaba alınır.
  • Krema sos kabına boşaltılıp, kısık ateşte kaynatmadan ısıtılır.
  • Parçalanan çikolata da kremaya eklenip, tamamen eriyene kadar karıştırılır.
  • Kestane püresi de eklenip, hepsi birlikte karıştırılarak buzdolabına konulup, dondurulur.
  • Donduktan sonra birer tatlı kaşığı ile alınan parçalar elde yuvarlanarak her tarafı kakaoya bulanır.
  • Buzdolabına tekrar konulup, servis edilir.

8 Ocak 2013 Salı

YILBAŞI ÇİÇEĞİ VE TEŞEKKÜRLER...

     Annem çiçekleri çok severdi; her zaman, her şartta, her gittiği yerde bir sürü çiçeği vardı.Dilerim, hep çiçekler içindedir.Ondan geriye kalan sardunyaları, begonyaları, mercanı, ıtırı ve yılbaşı çiçeğini onun anısına halen yaşatmaya çalışıyorum, onun kadar başarılı olamasam da.Annemin yılbaşı çiçeği de yeni yılın geldiğini bildi ve çiçeklerini açmaya başladı.Kıpkırmızı açmış bu  güzel çiçek insanın canını bu kadar acıtır mı, acıtır.Hayat ne garip, bazen bir çiçek kadar bile ömrü yok insanların.Çok uzun zamandır yurt dışında yaşadıkları için görüşemediğimiz, zamanında güzel günler geçirdiğimiz bir arkadaşımızı dün kaybettiğimizi öğrenince çok üzüldüm, çok gençti, çok sevilen bir eşti, güzel kardeşlerine sahip çıkan bir ablaydı ve en sonunda bir anneydi.Biz onu çok sevmiştik.O, Ege'den gelen, evinin duvarlarını eşine sevgisini yazdığı kartonlarla süsleyen yeni gelindi.Mürşide, gurbet günlerimde benim sayılı Ege'li hemşehrilerimden biriydi, keşke böyle olmasaydı. Mekanın cennet olsun.
     Yeni yıl öncesi blog arkadaşlarımızla aramızda yılbaşı hediyeleşme etkinliği düzenlenmişti.Bu arada o  kadar yoğun günler geçirdik ki, geçirdiğimiz o güzel günü paylaşamadım.Çok uzun yıllardır bu kadar çok kadının bir arada olduğu, bu kadar samimi bir ortamda bulunmamıştım desem yalan olmaz herhalde.Bu organizasyonun bu kadar kusursuz ve samimi olması için günler öncesinden emek harcayan Figen ve İsmet'e...Yeni açtığı Cocolade adlı rengarenk mekanında en ince ayrıntısına kadar özendiği bir organizasyon ile birbirinden güzel ikramları ile bizi ağırlayan Burcu'ya ve ekibine çok teşekkürler.
     Benim yeni yıl hediyemi Kalbegidenyol bloğunu yazan Sibel arkadaşım almış, son toplantılarda hep yan yana oturmamıza rağmen sır gibi saklamış.Gerçekten çok beğendiğim, çok zevkli, severek ve her kullandığımda onu hatırlayacağım bir hediye almış, tekrar teşekkürler Sibel'ciğim.
     Begonya 35 bloğunu yazan Leyla arkadaşımın düzenlediği Sevgi Ağacına Bir Yaprak da Sen Olur musun Etkinliğine katılmıştım, yapılan çekilişte ben kazanmışım.Aslında hiç bir beklentim yoktu, sadece kadın sorunları ile ilgili yapraklar da olmalı diye düşünerek, dört parça yaprak ile katılmıştım.Leyla hanım, incelik gösterip hediyeler hazırlamış, bu sayede benim de çift hediye aldığım bir gün oldu. Çok teşekkür ederim.
     Bu yılın en son hediyesini senden aldığım için son teşekkürüm de sana Özlemaki'ciğim,yapılış aşamaları sırasında harcadığın emeği  bloğundan izlediğim lakerda ile yeni yıl soframıza değişik bir tat kattın.Sen mutlaka kırmızı soğan ile yenilmeli demiştin ama o saatte kırmızı soğan bulamayınca kırmızı biberle soğanı kırmızı yapmaya çalıştık :) Lakerdayı yaparken biliyor muydun bilmem ama kimsenin kısmetini kimse yiyemezmiş, o lakerda da bize kısmetmiş.Eline sağlık, çok teşekkürler.

3 Ocak 2013 Perşembe

YENİ YIL KURABİYELERİ

Yeni yıl kurabiyesi tarifi
Yeni yıl kurabiyesi nasıl yapılır
Şeker hamurlu yeni yıl kurabiyesi tarifi
     Bu sene de, yeni yıl için yaptığım kurabiyeler, süslediğimiz yılbaşı çamı üzerinde yerlerini aldılar.Geçen yıla nerede ise bir macera filmi tadında ve hızında girmiştik, belki de bu sebeple yıl nasıl geçti anlayamadım.Buna rağmen, bu seneden umutlarımız var, umarım bu sene herkesin mutlulukla, sağlıkla, huzurla geçireceği bir yıl olur. Kıyamet de kopmadığına göre, küçük kıyametler yaratmaktan vazgeçip, barış içinde yaşanan, hep bir ağızdan türkülerin söylenebildiği, Yarin yanağından gayrı her şeyin paylaşılabildiği bir ülke de umarım yaşayabiliriz. 
    
Ve dünya öyle büyük,
      öyle güzel
             öyle sonsuz ki deniz kıyıları...
her gece hepimiz
yan yana uzanıp yaldızlı kumlara
      yıldızlı suların
              türküsünü dinleyebiliriz
Yaşamak ne güzel şey
              TARANTA-BABU
                                  yaşamak ne güzel şey...
Anlayarak bir usta kitap gibi
       bir sevda şarkısı gibi duyup
            bir çocuk gibi şaşarak
                                 YAŞAMAK...
Yaşamak;
        birer birer ve hep beraber
                ipekli bir kumaş dokur gibi...
Hep bir ağızdan
        sevinçli bir destan
                         okur gibi
                                 YAŞAMAK...
                                                 
                                                  Nazım Hikmet



2 Ocak 2013 Çarşamba

YENİ YIL PASTASI

Yeni yıl pastası tarifi
Kardan adam pastası nasıl yapılır
Hindistan cevizli pasta tarifi
     Geçtiğimiz yıllarda yeni yılın ilk gününe genellikle karlar altında uyanırdık.Gerçi Ankara'ya da eskisi kadar çok kar yağmıyor artık, yağsa da biz orada olmayınca, kar kış görmeyince eskidendi çoook eskiden deyip mutlu oluyorum :) Karlı, buzlu günlerimizin anısına; yeni yıl pastasını ve yeni yıl kurabiyelerini karlı ve kardan adamlı yaptım.Ben pastanın biraz yüksek bir pasta olmasını istediğim için, küçük bir kalıpta pişirdim.Üç kata ayırıp, aralarına hindistan cevizli krem şanti koydum.Üzerini şeker hamurundan yaptığım kardan adam ve kardan kadınla süsledim :)
Dilerim; yeni yıl da herkesin hayatı kardan kıştan uzak, çiçekli bahar günleri gibi olsun.
Malzemeler:
  • 4 adet yumurta 
  • 3 kahve fincanı toz şeker 
  • 1 çay bardağı süt 
  • 2 yemek kaşığı buğday nişastası 
  • 2 yemek kaşığı hindistan cevizi 
  • 3 kahve fincanı un 
  • 1 paket kabartma tozu 
Islatmak için:
  • 1 su bardağı süt 
  • 1 yemek kaşığı toz şeker 
Üzerine:
  • 2 poşet krem şanti 
  • 1,5 su bardağı süt
  • 1 su bardağı hindistan cevizi 
Yapılışı:
  • Krem şanti süt ile çırpılıp, buzdolabında bekletilir.
  • Yumurtalar ve şeker beyazlaşana kadar mikserle çırpılır.
  • Diğer malzemelerde eklenerek bir kez daha mikserle karıştırılır.
  • Çok az yağlanıp, unlanmış 20 cm çapında yuvarlak kalıba dökülür.
  • Önceden ısıtılmış 180 derece fırında, 50 dakika kadar kontrol edilerek pişirilir.
  • Kek soğuduktan sonra üç kat olacak şekilde kesilir.
  • Her kat şekerli süt ile ıslatılır.
  • Pastanın yanlarını ve üstünü de kaplayacak şekilde, her kata krem şanti paylaştırılır.
  • Pastanın üstüne ve yanlarına hindistan cevizi serpilir.
  • Şeker hamurundan yapılmış figürler yerleştirilir.

1 Ocak 2013 Salı

YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN


     Yeni yıl da, yaşadıklarınızdan öğrendikleriniz, geriye kalan anılarınız hep mutlu olsun.Ve dilerim, hayat diye bize sunulan armağanı doya doya, mutlulukla, sağlıkla yaşayalım.Yeni yıla yine Ataol Behramoğlu'nun dizeleriyle başlamak istedim.

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var;
Yaşadın mı,yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği

İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir,bir kuşa,bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde,onunla karışmaktır.
Kopmaz kökler salmaktır oraya.

Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla,gövdenle,tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi,bir yaprak gibi,bir taş gibi dinleneceksin

İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle,ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına

Uzak ülkeler çekmeli seni,tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak,bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiçbir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın

Ve kederi de yaşamalısın,namusluca,bütün benliğinle
Çünkü acılar da,sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var;
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın,ırmaklara,göğe,bütün evrene karışırcasına,
Çünkü ömür dediğimiz şey,hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat,sunulmuş bir armağandır insana.

30 Aralık 2012 Pazar

U.P.K.Y.I.H ŞEREFİNE

Portakallı Kahveli Yılbaşı İçeceği Tarifi
Yılbaşı içeceği tarifi
Portakallı kahveli votka nasıl yapılır

Dalgaları karşılayan gemiler gibi,
 Gövdemizle karanlıkları yara yara
           çıktık, rüzgarları en serin
                  uçurumları en derin
      havaları en ışıklı sıra dağlara.
           Arkamızda bir düşman gözü gibi karanlığın yolu
        Önümüzde bakır taslar güneş dolu
        DOSTLARIN ARASINDAYIZ
         GÜNEŞİN SOFRASINDAYIZ.

     Uluslararası Portakallı Kahveli Yılbaşı İçeceği Hareketi'ne katılarak, yaklaşık bir ay önce  kahveli, portakallı votkayı hazırlayıp, demlenmeye bırakmıştım.Bu gün, votkanın açılıp dostluk şerefine içileceği o gün. Biz saat dokuzda dostluğa, geçmiş yılların ve önümüzde ki yılın şerefine, barış içinde kardeşçe yaşanacak bir dünyaya ve Beste'nin sağlığına kadeh kaldırdık.Gerçekten kahve kokulu, bundan sonra daha fazla miktarda yapılmayı hak edecek kadar güzel, hafif içimli bir votka oldu.Etkinliğin günü, saati belli olunca dünyanın dört tarafında ki blogger dostlarımıza katılmak için, bu gün birer kadeh içtik devamı yarın ki yeni yıl sofrasına... 
Malzemeler:
  • 70 cl  sade votka 
  • 2 adet küçük portakal 
  • 40 adet kahve çekirdeği 
  • 2 yemek kaşığı kahve çekirdeği 
  • 100 gram esmer şeker 
  • 100 gram toz şeker

Yapılışı:
  • Portakallar yıkanıp, kahve çekirdeklerinin geleceği yerlere bıçakla minik delikler açılır.
  • Deliklere kahve çekirdekleri sokularak yerleştirilir.
  • Kavanozun içine önce beyaz, sonra esmer şeker konulur.
  • Kahve çekirdekli portakallar şekerlerin üzerine yerleştirilir.
  • Üzerini kapatacak kadar votka dökülür.
  • Bir gün bekletilip, şekerin erimesi için hafifçe çalkalanır.
  • İki yemek kaşığı kadar kahve çekirdeği eklenip, kavanozun ağzı kapatılır.
  • İki üç hafta karanlık ve serin bir yerde demlenmeye bırakılır.

29 Aralık 2012 Cumartesi

İÇ PİLAVLI TAVUK DOLMASI

Tavuk dolması tarifi
İç pilavlı tavuk dolması nasıl yapılır
İç pilavlı tavuk dolması tarifi
     Yılbaşı sofralarında genellikle iç pilavlı hindi yapılır ama yılbaşı yemeğinde çok kalabalık olmayacaksanız  veya başka bir tat arayışında iseniz, iç pilavlı tavuk dolması yapabilirsiniz. İç pilavı ile birlikte yılbaşı sofralarına yakışan, fırın poşetinde yapıldığı için yapımı ve temizliği zaman almayan çok pratik bir yemek. Aslında iç pilavlara genelde ciğer de eklenir ama ben pek sevmediğimden tercih etmedim eğer eklemek isterseniz  kuru soğanlarla birlikte kavurup ekleyebilirsiniz.Tavuğun içine doldurulan pilavdan bir ölçü daha pişirip etrafına yayarak daha şık bir görüntü elde edebilirsiniz. Tavuğun yanına pilav pişirmek istemez iseniz, fırın poşetinde yıkayıp kurulayıp, çok az yağlayarak pişirdiğiniz patatesleri koyarak da servis edebilirsiniz.
Malzemeler:
  • 1-1,5 kilogram bütün tavuk 
  • 1 adet limonun suyu 
  • 1 su bardağı pirinç 
  • 1 su bardağı su 
  • 2 yemek kaşığı zeytinyağı 
  • 1 orta boy kuru soğan 
  • 1 yemek kaşığı tuz 
  • 1 tatlı kaşığı domates salçası 
  • 1 yemek kaşığı çam fıstığı 
  • 1 yemek kaşığı kuş üzümü 
  • 1 yemek kaşığı badem 
  • 1 çay kaşığı karabiber 
  • 3-4 yemek kaşığı kıyılmış maydanoz 
  • Fırın poşeti 
  • 1 tatlı kaşığı un 
Yapılışı:
  • Tavuk iyice yıkanıp, kurulanır.
  • Bir gece önceden limon suyu ile ovulup, tuzlanır.
  • Zeytinyağında fıstıklar ve bademler ayrı ayrı kavrulur.
  • Başka bir tavada ince kıyılmış kuru soğan pembeleşene kadar kavrulur.
  • Pirince salça, tuz ve üzerini bir parmak çıkacak kadar sıcak su eklenip, biraz pişirilir.
  • Badem, kuş üzümü, çam fıstığı ve maydanoz eklenip, karıştırılır.
  • Tavuğun alt kısmından, tavuk iki katı büyüklüğe ulaşana kadar iç pilav kaşıkla doldurulur.
  • Tavuğun bacakları birleştirilip, sıkıca bağlanır.
  • İğne iplik ile delikler dikilir.
  • Unlanmış fırın poşetine tavuk yerleştirilip, içinden çıkan tel ile poşetin ağzı bağlanır.
  • Poşete 4-5 yerinden iğne ile delikler açılır.
  • Fırın tepsisine konulan tavuk poşeti, önceden ısıtılmış 200 derece fırında bir buçuk saat kadar pişirilir.
  • Son 15 dakikasında poşet yırtılıp, tavuğun üst tarafının kızarması sağlanır.
  • Tavuk poşetten dikkatlice çıkartılıp, servis tabağının ortasına konulur.
  • Aynı ölçülerle ve malzemelerle bir ölçü daha pilav pişirilip, tavuğun etrafına yayılır.
  • Pilav pişirmek istemezseniz patates, havuç gibi sebzeleri garnitür olarak fırın torbasında pişirebilirsiniz.

27 Aralık 2012 Perşembe

SOYA ETLİ PİRİNÇ ERİŞTESİ

Soya etli pirinç eriştesi tarifi
Soya eti nasıl pişirilir
Pirinç eriştesi nasıl pişirilir
Vegan tarifler
     Yeni yıl sofralarında, yemek çeşitlerinin bol olduğu özel günlerde veganlar için yemek seçenekleri daha da zorlaşıyor.Böyle günlerde hoş görünümlü bir yemek yapmak isteyenler için, soya etli pirinç eriştesi pratik ve doyurucu bir alternatif .
Malzemeler:
  • 100 gram pirinç eriştesi 
  • 100 gram soya eti 
  • 2 adet domates 
  • 1 adet yeşil sivri biber
  • 1 yemek kaşığı domates salçası 
  • 1 adet kurusoğan 
  • Yarım demet maydanoz 
  • Yarım çay bardağı zeytinyağı 
  • 1 çay kaşığı tuz 
  • 1 çay kaşığı karabiber 
  • 1 çay kaşığı kırmızı pul biber 
Yapılışı:
  • Soya etleri kaynar suyun içinde, 20 dakika kadar ağzı kapalı bir kapta bekletilir.
  • Yumuşayınca çıkartılıp, soğuyunca suyu elimizle iyice sıkılır.
  • Zeytinyağında 15 dakika kadar çevrilip, halka halka doğranmış soğanlar ve salçası eklenerek biraz kavrulur.
  • Küp küp doğranmış domatesler ve biberler, tuz, baharatlar ve bir su bardağı su eklenip, suyunu çekene kadar pişirilir.
  • Ocaktan almadan az önce ince kıyılmış maydanoz eklenip, karıştırılır.
  • Pirinç eriştesi tuz ve çok az zeytinyağı eklenmiş kaynar su içinde yumuşayana kadar haşlanır.
  • Süzdükten sonra  çok az zeytinyağı ile çevrilip, servis tabağına alınır.
  • Ortada açılan boşluğa soya eti dökülüp, servis edilir:

24 Aralık 2012 Pazartesi

SOSİSLİ KÜRDAN BÖREĞİ

Sosisli kürdan böreği tarifi
Sosisli börek nasıl yapılır
Hazır yufka böreği tarifi
    Bir zaman popüler olup unutulan tariflerden biri de sanıyorum kürdan böreğidir.Yapılışının kolaylığı yanında görüntüsü de güzel olan bu böreği yılbaşı sofralarında ara sıcak olarak yapmak isteyecekler için hatırlatmak istedim. Kızartıldığında yufka katları ayrılan, kat kat güzel görüntülü bu böreği eğer siz de bizim gibi sosis yemiyorsanız patates kullanarak bonbon patates olarak da yapabilirsiniz. 
Malzemeler:
  • 250 gram sosis 
  • 2 adet yufka 
  • Kürdan 
  • Kızartmak için zeytinyağı 
Yapılışı:
  • Yufkalar 7-8 kat oluşturacak şekilde katlanır.
  • Katlanan yufkadan yuvarlak küçük bir kalıpla veya kalıp yerine geçebilecek kapak gibi bir şeyle minik yuvarlaklar çıkartılır.
  • Sosisler bir parmak kalınlığında kesilir.
  • Kürdana 7-8 kattan oluşan minik yuvarlak yufka, sosis ve tekrar yufka olacak şekilde geçirilir.
  • Derin bir tencerede kızdırılmış yağın içine atılarak kızartılır.
  • Kağıt havlu üzerine çıkartılıp, yağı alınır.
  • Servis tabağına dizilip, sıcak olarak servis edilir.

19 Aralık 2012 Çarşamba

GÜRHAN VE PELİN'E MUTLULUKLAR

Şeker hamurlu kurabiye tarifi
Düğün kurabiyesi nasıl yapılır
     Çalışma hayatına ilk başladığımız yıllarda biz de, arkadaşlarımızın çoğu da yeni evliydi.Sonra zaman nasıl hızlı geçti de çocuğumuz olacak yaştakiler iş arkadaşlarımız oldu bilemiyorum.Gürhan bizim emekliliğe yaklaştığımız günlerde işe başladı, son günlerimizde iş arkadaşlarımızdan oldu ama kalbimizde ki yeri iş arkadaşının çok ötesindeydi her zaman.Biz onu o kadar sevdik ki, eşim her zaman bir kızım olsa gözüm arkada kalmaz sana verirdim derdi ama kızımız olmayınca biz oğlumuz Gürhan'ı verdik,Pelin kızımızı aldık.Dilerim; yüzlerinde tebessüm, yüreklerinde sevgi ile nice yıllar birlikte, mutlu yaşasınlar.
     Blog dünyasına girmeye karar verdiğim günlerde blog ile ilgili, nerede ise bütün teknik sorunları, bazen geceler boyu uğraşarak Gürhan halletti.Bu kadar çok emeği varken Ankara'da çok istememe rağmen ona kurabiye, pasta yapamamıştım.Kısmet düğünü için kurabiye yapmakmış.Gerçi, düğün telaşesi içinde kurabiyeleri ulaştırmak biraz zaman aldı ama ben çok özenerek yapınca bir an önce ellerine geçsin istedim. Kurabiyeleri her zaman ki kurabiye hamuru tarifi ile yapıp, ön kısmına gelin damat figürü, arkasına ise isimlerini ve düğün tarihlerini yazdım.Bu mutlu günlerine ait benden ufak da olsa bir hatıra kalsın istedim.


17 Aralık 2012 Pazartesi

MELKİ ( ÇINTAR ) KIZARTMASI

Melki kızartması tarifi
Çıntar nasıl kızartılır
Kanlıca mantarı kızartması tarifi
     Yağmur sonrası nihayet mantarların dönemi başladı :) Aslında bir kaç defa aldım, kızartmasını, kavurmasını yaptım ama o kadar özlemişiz ki, her seferinde yedikten sonra fotoğrafını çekmediğim aklıma geldi.Pazarlarda küfeler içinde satılan mantarlardan yapılan kızartma, kavurma eskiden beri çok sevdiğim yemeklerden biriydi.Uzun yıllar buralardan uzaklarda yaşayınca bu lezzetlerden biraz ayrı kaldım.Gerçi, her melki mevsiminde anneciğim koli ile gönderirdi ama dökme suyla değirmen dönmüyor hemen bitiverirdi, çoğu zaman da parçalanmış olarak ulaşırdı elimize.Kuzey Ege'de Melki, İzmir'de Çıntar, bazı bölgelerde de Kanlıca Mantarı diye bilinen bu turuncu renkli mantarın seveni çok ama eskisi kadar bol rastlanmıyor maalesef.Annem genelde kavurmasını yapardı, ben kızartmasını da çok seviyorum.Kızartma için genelde küçük melkileri seçip, parçalamadan tek parça olarak kızartıyorum.Üçe, dörde bölerek de kızartılabilir ama tek parça olunca daha güzel göründüklerini düşünüyorum.İster kızartıp çıtır çıtır meze gibi, isterseniz yanında sarımsaklı yoğurt ile yemek olarak tüketebilirsiniz.
Malzemeler:
  • 1 kilogram melki (çıntar) 
  • 1 su bardağı un 
  • 1 tatlı kaşığı tuz 
  • Kızartmak için zeytinyağı 
Yapılışı: 
  • Melkilerin büyük olanlarının sapları kesilir.
  • Parçalamadan yıkanıp, kurulanır.
  • Sapları kopardığınız orta kısımların dokusuna bakılıp, gerekirse bıçakla çıkartılıp temizlenir.
  • Büyük olanlar iki, üç parçaya bölünüp, küçükler olduğu gibi kullanılır.
  • Tuz eklenmiş un ile her tarafları unlanıp, fazla unları silkelenir.
  • Bol zeytinyağı kızdırılmış derin bir tencerede kızartılıp, kağıt havlu üzerine alınır.
  • İstenirse yanında sarımsaklı yoğurt ile sıcak servis edilir.

13 Aralık 2012 Perşembe

BABAN SANA İDAMLAR ALACAK


     Bu gün Erdal Eren'in ölüm yıl dönümü,hayatının baharında hayatına son verileli 32 yıl olmuş,yani yaşasa bu günlerde elli yaşında bile olmayacak bir yaştaymış.Çoğu blogger arkadaşımızın doğum tarihinin seksenli yıllar olduğu düşünülünce, doğdukları yıllarda bu coğrafyada yaşananları belki de sadece o yılları anlatan filmlerden, televizyon dizilerinden görüyor ve belki de inanamıyorlardır yaşananlara.Oysa dizilerdeki acılardan çok daha fazla acılar yaşandı o yıllarda, şimdi ki gibi tonton bir ressam, yattığı yerden hesap veren bir ihtiyar olarak tanımadık bizler Kenan Evren'i. 17 yaşında gencecik bir çocuğun yaşını büyüttürüp; asmayıp da besleyelim mi diyerek pek çok çocuğu, genci baskılar, işkenceler, kelepçeler, gözaltılar ve zindanlar ile tanıştırdı.O yıllardan unutulmayan,o yılların simgelerinden hemen hepimizin içinde bir sızı olarak kalan bir isimdir Erdal Eren.Bu sızıyı daha sonraları pek çok sanatçı şarkılarında, şiirlerinde dile getirdiler.Şair Gülten Akın'ın Büyü şiiri Erdal Eren'e yazılmış en anlamlı şiirlerden yalnızca bir tanesidir.

Büyü de baban sana,
Büyü de büyü
Acılar alacak yokluklar alacak
Büyü de baban sana

Büyü de baban sana
Büyü de büyü
Bitmez işsizlikler,açlıklar alacak,
Büyü de baban sana

Büyü de baban sana
Büyü de büyü
Baskılar,işkenceler,
Kelepçeler,gözaltılar,
Zindanlar alacak

Büyü de baban sana
Büyü de büyü
Büyüyüp de on yedine geldiğinde,
Baban sana idamlar alacak.

3 Aralık 2012 Pazartesi

İZMİR BUTİK PASTACILAR VE KURABİYECİLER BULUŞMASI

 

     İzmir Butik Pastacılar ve Kurabiyeciler Buluşması bu hafta sonu aynı zevkleri paylaşan; pastalardan, kurabiyelerden, şeker hamurlarından kendilerine renkli,tatlı bir dünya kurmuş bloggerlerin bir araya gelmesi ile İzmir Atatürk Kültür Merkezi'nde yapıldı.
     Bloğumda hem yemek,hem de butik pasta,kurabiye tarifleri paylaştığımdan hem yemek buluşmalarına hem de pasta,kurabiye buluşmalarına davet edilerek,birbirinden tatlı,yeni yeni arkadaşlarla tanışma olanağım oldu.Çoğu profesyonel olarak çalışan bu kadar pastacının katıldığı bir etkinlikte birbirinden güzel tatlılar, pastalar olacağından tuzlu bir ikramla katılmak daha doğru olur diye düşünerek, kırmızı köz biberli çörek yaptım. Bu tarifi daha önce yayınlamıştım ama bu defa katılım çok olacağından hem herkes tadına bakabilsin diye, hem de o kadar çeşit arasında büyük parçalı ikramlıkların bitirilemeyeceğini düşünerek minik minik rulo çörekler yaptım.Her şeyin küçüğü sevimli olur ya,ben de çöreklerin bu minik hallerini daha çok sevdim.Buluşma sonunda tabakta hiç çörek kalmadığını,beğenildiğini görünce çok sevindim.
      Buluşmayı organize eden arkadaşlarımız eminim hazırlıklara aylar öncesinden başlayarak,her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünerek,bize bu güzel buluşmada bir arada olma,tanışma fırsatı yarattılar.Bir Dilim Daha bloğunun sahibesi Zeynep arkadaşımızın bu güzel buluşma için yaptığı pasta ise çok hafif,çok güzel bir pastaydı.Bu buluşmamızda Kanal 35 televizyonu ve sponsor firmalar bizi yalnız bırakmadılar,günü bizimle geçirdiler, çoğunu zaten bildiğimiz,kullandığımız ürünlerini tanıttılar.Buluşma sonunda sponsor firmaların hediye ettiği ürünleri o kadar çoktu ki,pek çoğumuz taşımakta güçlük çektiğimiz ürünlerle eve döndük.O kadar çok sponsor firma vardı ki,umarım isimlerini unutmadan hepsini yazabilirim.Bu arada,o gün sanıyorum şanslı günümdeydim, Barmar firmasından hediye çeki ve Turmalin Güzellik Merkezi'nden cilt bakımı kazandım. Genelde biletine amorti bile çıkmayan bana  çekilişten bir şey çıkması,belki şansım dönmüştür düşüncesi ile beni ayrıca mutlu etti.
     Katılımcı sponsor firmalarımız,
    Barmar, Turmalin Güzellik Merkezi,Uzman Laboratuvarı, Food Products, Keskinoğlu, Ravika, Orkide Yağları, Eker, Doğadan Çayları, Frito Lay, Dr.Oetker, Superfresh, Artemis Şarapları, Sweet Via, Sinangil Unları, Yuva Maya, Vanish, Air Wıck, İlyas Gönen Kuru Kahveci, Alpro Soya Sütü, Dore, Can Dijital Baskı, Dettol...
     Buluşmada emeği geçen arkadaşlarımıza ve sponsor firmalarımıza çok teşekkürler.

29 Kasım 2012 Perşembe

MEYVELİ VEGAN PASTA

Vegan pasta tarifi
Meyveli vegan pasta nasıl yapılır
Yumurtasız, sütsüz, yoğurtsuz pasta tarifi
     Oğlum vegan beslenmeyi tercih etmeden önce pastaları, kurabiyeleri çok severdi.Şimdi hayvansal hiç bir ürün tüketmediğinden özellikle dışarıda pasta yemesi imkansız hale geldi.İçinde yumurta, süt, yoğurt kullanılmayan pasta, börek, kurabiye bulmak çok zor, bulamayınca da kendiniz bir şeyler üretip, değişik denemelerde bulunmak zorunda kalıyorsunuz.Meyveli vegan pasta, pasta sever veganlar için bir alternatif olur belki.
Kek malzemeleri:
  • 1,5 su bardağı un  
  • 1,5 su bardağı şeker 
  • 4 yemek kaşığı kakao 
  • 1 paket kabartma tozu 
  • 1 çimdik tuz 
  • 1 su bardağı soğuk su 
  • 1/4 su bardağı zeytinyağı
  • 1 yemek kaşığı sirke 
  • 1 paket vanilya 
Yapılışı:
  • Un, şeker, vanilya, kakao, kabartma tozu ve tuz geniş bir kapta karıştırılır.
  • Ortası havuz gibi açılıp zeytinyağı, soğuk su ve sirke eklenir.
  • Malzemeler kaşık veya tel çırpıcı ile iyice karıştırılır.
  • Küçük kare kek kalıbı yağlanıp, karışım içine dökülür.
  • Önceden ısıtılmış 175 derece fırında, yaklaşık bir saat pişirilir.
  • Kekin pişip pişmediği kürdan batırılarak kontrol edilir.

Krema Malzemeleri:
  • 2 su bardağı soya sütü 
  • 2 yemek kaşığı un 
  • 3 yemek kaşığı buğday nişastası 
  • 4 yemek kaşığı toz şeker
  • 1 su bardağı fındık 
Yapılışı:
  • Un, buğday nişastası ve toz şeker iyice karıştırılır.
  • Soya sütü yavaş yavaş ve sürekli karıştırılarak eklenir.
  • Muhallebi gibi pişirilir.
Üzerine:
  • 1 su bardağı pudra şekeri
  • 3-4 adet muz 
  • 3-4 adet kivi 
  • 10-15 adet çilek
Pastanın Yapılışı:
  • Soğumuş kekin tabanı ve kenarları bırakılıp, ortası biraz çıkartılır.
  • Havuz şekline gelen kekin ortasına ılık muhallebi ve  iri dövülmüş fındıklar yayılır.
  • Kekin her tarafına pudra şekeri elenir.
  • Soğuyan muhallebinin üzerine çilek, kivi ve muzlar dilimlenip, sıralanır.
  • Bir saat buzdolabında dinlendirilip, servis edilir.  
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...